İnsanoğlunun savaşı, kıyamete kadar bitmez!
Kimi insanlar biraz fazla romantik ve hayalperesttirler!
Sorunların, sevgiyle, dostlukla, hoşgörüyle
çözülebileceğine inanmaktalar. Doğrudur, birebir insan ilişkilerinde hoşgörülü,
sevecen, başkalarının düşüncelerine, inançlarına, etnik kökenlerine saygılı olmak
ve kavga yerine barıştan yana olmak gerekir.
Ancak maalesef devletler arası
ilişkilerde sadece böyle pozitif düşünmek sorunların çözümüne yetmemektedir.
Yeryüzünde iyi niyetli güzel insanlar kadar, iblisin emrine girmiş, vahşi,
kindar, karanlık yürekli insanlarda vardır.
İşte bunlar daima fitne-fesat çıkarmak, mazlumları ezmek,
zulmetmek arzusunda olan, kanla, gözyaşıyla beslenen vampirlerdir!
Bu zalimler, yeri geldiğinde pis arzularını
gerçekleştirmek için bukalemun misali kılık değiştirip, gerçek niyetlerini ve
pis suratlarını gizleyerek iyi insan gibi görünmeyi de başarabilmekteler ve gerçeklerden
uzak, saf, fazla romantik ve hayalperest insanları da, pis arzu ve niyetlerini
gerçekleştirmek doğrultusunda maşa olarak kullanmaktadırlar.
Maalesef Ülkemiz insanlarının bir kısmı da, bu zalimlerin
oyunlarına kolayca gelmektedirler.
Ülke olarak zorlu bir coğrafyada yer almaktayız! Biz her ne
kadar iyi niyetli ve barıştan yana olsak da bu zalimlerin bize karşı kinleri ve
Ülkemiz üzerinde hesapları olduğundan, onların şerrinden korunmak için, onları
caydıracak güce sahip olmak zorundayız.
Biz güçlenmeye çalıştıkça, o zalimler bir yandan dışarıdan
saldırırken bir yandan da içimizdeki hainlerle beraber duygusal hayalperestleri
de maşa olarak kullanarak bizi engellemeye, yıpratıp zayıflatmaya
çalışmaktadırlar.
Kendileri her türlü en tehlikeli silahlarla, atom
bombalarıyla kuşanırken, bizlerin ve diğer milletlerin silah üretmelerine karşı
çıkmaktadırlar. Kendi ülkelerinde en ufak kargaşayı en zalimce bastırırken,
bizim canımıza, Ülkemizin bütünlüğüne kast edenlerle mücadelemizi kınamaktalar
ve önlemeye çalışmaktalar.
Fitne-fesat çıkararak, Ülkemiz insanlarını vatana ihanet
edecek duruma getirmekle beraber bunları eğiterek, silahlandırarak Vatanımıza
zararlar vermelerini, Milletimize acılar yaşatmalarını sağlayıp, arkada kıs kıs
gülmektedirler.
Güçlü olmak zorundayız, iblisin ordularını caydıracak
güce mutlaka oluşmak zorundayız.
Fatih Portakal denen haber sunucusunun şu konuşmalarına
bir bakınız lütfen! Hangi akla hizmet ediyor! Onlarca yıldır, iblisin
ordularına maşa olmuş, Vatanımıza saldıran, Milletimizin canını acıtan,
Ülkemizin enerjisini bir vampir gibi emen PKK denen terör örgütünü masum göstermeye,
onunla mücadele eden Kahramanları kınamaya çalışmaktadır.
Onunki duygusal saflık olamaz! Bunu bu Milletin
uyanık insanları iyi bilmekteler, İnşallah duygusal saflarda uyanırlar!
Yüce Allah’ın bir Ulu Sözüyle yazımı sonlandırmak
arzusundayım:
"Eğer
Allah, insanları kazandıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin
sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar
erteliyor. Nihayet süreleri gelince, (gerekeni yapar). Çünkü Allah, kullarını
hakkıyla görmektedir." (Fatır Suresi 45. Ayet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder