SEVGİLİ OĞLUM

Sizlerden son kez ayrı kalmanın hüznünü yaşarken,
Vatan! Millet! Bayrak! Devlet uğruna savaşmanın da bir o kadar haklı gurur ve sevincini yaşıyorum.

Annen Hilalim! Sen Yıldızımsın! Oğlu’mm…
Bulutların üzerinde konuşurdum.
Esen rüzgârlardaydı kokunuz.
Selam gönderirdim Şahinlerle, Kartallarla.
Yollarıma bakardın.
Dinlerdi, hep bizi dumanlı dağlar.
Beklerdi, soğuk buz gibi taşlar, topraklar.
Kederinden çiçekler solar, kururdu yapraklar.
Ölürdüm aşkıma. Ölürdüm aşkımıza.
Hatırlarsın!
Köylerimizi, karakollarımızı bastılar.
Askerlerimizi, polislerimizi, korucularımızı, öğretmenlerimizi, kaymakamlarımızı, akademisyenlerimizi, hakim, savcı ve avukatlarımızı, ebe ve doktorlarımızı, mühendislerimizi, işçilerimizi, köylülerimizi, imamlarımızı kahpece şehit ettiler.
Hamile kadınlarımızı, kundaktaki yavrularımızı vahşice katlettiler. Okullarımızı, camilerimizi yaktılar. Patikaları, yolları mayınladılar. Araçlar yakıp; havaya uçurdular. Yol kestiler. İnsanlarımızı kaçırdılar. İşkenceler yapıp; kadınlarımıza, kızlarımıza, bebelerimize tecavüz ettiler. Lastikler yaktılar. Molotof attılar. Kışlalarımızı, lojmanlarımızı roketleyip, evlerimizi taşladılar. Alçakça, canice öldürdüler. Yaktılar, yıktılar, yağmaladılar. Hepsi de barış adına…
Sıcaktı yuvamız. Oyuncakların olurdu hep; top tüfek tabanca. Uyuyamazdın! Uçakların yeri, göğü inletir, kobraların mağaraları döverdi. Tabancalarınla ateş eder, tüfeklerinle nişan alırdın. Koridor, kapı koltuk arkalarına saklanır, dolapları arardın. Masa, sandalyeden atlar, el bombaları atardın. Yerlerde sürünür, taklalarla yuvarlanırdın. Araçlarınla su püskürtür, sis-gaz bombaları atardın. Kelepçelerdin hainleri, yok ederdin cani, katilleri. Oyundu, hepsi senin için.
Yorulurdun. Soluklanır “Hazır ol! ” komutumla selam verirdin. Alırdım selamını.
“Rahat!” komutumla boğuşarak, sarılırdık dakikalarca. Öperdim boyalarını. Kenetlenirdik sımsıkı birbirimize. Bir atardı yüreğimiz. Bir atardı yüreklerimiz. İzin vermezdin postalının çıkarılmasına. Uyumak isterdin betonda üniformanla. Koynunda top, tüfek, tabancalarınla…
Ne de çabuk geçti?
Bir nefes gibi…
Oğlum!
Büyüdün artık.
Başımı yere eğdirtme.
Emanetim, emanetindir.
Daima! Hatırla Şehitlerimizi…
Hatırla, Necdetleri, Leventleri, Memetleri.
Daima! Hatırla Gazilerimizi.
Hatırla, Osmanları, Fatihleri, Mustafaları.
Oku! Dinle! Korkma!
Ayrılma Haktan, ayrılma Furkan’dan.
Ayrılma Ay-Yıldızlı Bayraktan.
Kanadı kırık, bir kuş misali.
Sana yeterince zaman ayıramadım. İsteklerine yeterince cevap veremedim.
Benim suçum değil. İnan!
Beni affet! Senden özür dilerim.
Annenden özür dilerim.
Affet!
Hakkını!
Haklarınızı helal et!
Haklarınızı helal et!
Haklarınızı helal et!
Kaderi değiştiremeyiz.
Göklerden gelen bir karar vardır.
Ne mutlu bizlere… Ne mutlu sizlere… Ne mutlu bulutlara…
Ne mutlu esen rüzgârlara…
Seni, Anneni çok seviyorum.
Ülkemi, milletimi, devletimi, bayrağımı çok seviyorum.
"Hoş geldin ölüm! Hoş geldin! Sefa geldin, sefalar getirdin." 
Veysel Hakan DÜZCAN
Akkaya Jandarma Krk. Komutanı 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder