28 Mayıs 2019 Salı

İstanbul'un köprüleri Azerbaycan bayrağı renklerine büründü


Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yıl dönümü kapsamında 15 Temmuz Şehitler, Fatih Sultan Mehmet, ve Yavuz Sultan Selim köprüsü, Azerbaycan bayrağının renkleriyle ışıklandırıldı, köprülerde görsel şölen oluştu.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde yapılan ışıklandırma hakkında AA muhabirine açıklama yapan Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Mesim Haciyev, Azerbaycan'ın kuruluş yıl dönümünde İstanbul'un üç köprüsünün de aynı anda ışıklandırıldığı için mutluluk duyduğunu belirtti.

Bu kapsamda, 15 Temmuz Şehitler, Fatih Sultan Mehmet, ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün Azerbaycan bayrağı renklerinde ışıklandırılması için İstanbul Valiliği'ne yaptıkları başvurunun olumlu karşılandığını ifade eden Haciyev, köprünün Azerbaycan bayrağının renkleriyle süslendiğini söyledi.
Türkiye'nin her zaman Azerbaycan'ın yanında olduğunu aktaran Haciyev, Azerbaycan’ın eski Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in Türkiye ve Azerbaycan için "iki devlet bir millet", Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün de "Azerbaycan'ın kederi Türkiye'nin kederidir" sözlerini hatırlatarak, iki dost ülkenin kardeşliğinin sonsuza kadar süreceğini ifade etti.

Haciyev, "İstanbul Valiliği ve Kara Yolları Genel Müdürlüğünün destekleriyle İstanbul'daki Fatih Sultan Mehmet, 15 Temmuz Şehitler ve Yavuz Sultan Selim köprüleri ilk defa olarak aynı zamanda Azerbaycan bayrağının renkleriyle ışıklandırılacaktır. Bu vesileyle İstanbul Valiliği ve Kara Yolları Genel Müdürlüğü'ne teşekkür ediyoruz." dedi.

Köprülerdeki Azerbaycan bayrağının renkleriyle yapılan ışıklandırma görsel şölen oluşturdu.





24 Mayıs 2019 Cuma

Amerika'nın İngilizlerin İsrail'in ve CHP’nin karşı olduğu S-400'ler neden bu kadar önemli?



İnsanoğlunun savaşı, kıyamete kadar bitmez!

Kimi insanlar biraz fazla romantik ve hayalperesttirler!

Sorunların, sevgiyle, dostlukla, hoşgörüyle çözülebileceğine inanmaktalar. Doğrudur, birebir insan ilişkilerinde hoşgörülü, sevecen, başkalarının düşüncelerine, inançlarına, etnik kökenlerine saygılı olmak ve kavga yerine barıştan yana olmak gerekir.

Ancak maalesef devletler arası ilişkilerde sadece böyle pozitif düşünmek sorunların çözümüne yetmemektedir. Yeryüzünde iyi niyetli güzel insanlar kadar, iblisin emrine girmiş, vahşi, kindar, karanlık yürekli insanlarda vardır.

İşte bunlar daima fitne-fesat çıkarmak, mazlumları ezmek, zulmetmek arzusunda olan, kanla, gözyaşıyla beslenen vampirlerdir!

Bu zalimler, yeri geldiğinde pis arzularını gerçekleştirmek için bukalemun misali kılık değiştirip, gerçek niyetlerini ve pis suratlarını gizleyerek iyi insan gibi görünmeyi de başarabilmekteler ve gerçeklerden uzak, saf, fazla romantik ve hayalperest insanları da, pis arzu ve niyetlerini gerçekleştirmek doğrultusunda maşa olarak kullanmaktadırlar.

Maalesef Ülkemiz insanlarının bir kısmı da, bu zalimlerin oyunlarına kolayca gelmektedirler.

Ülke olarak zorlu bir coğrafyada yer almaktayız! Biz her ne kadar iyi niyetli ve barıştan yana olsak da bu zalimlerin bize karşı kinleri ve Ülkemiz üzerinde hesapları olduğundan, onların şerrinden korunmak için, onları caydıracak güce sahip olmak zorundayız.

Biz güçlenmeye çalıştıkça, o zalimler bir yandan dışarıdan saldırırken bir yandan da içimizdeki hainlerle beraber duygusal hayalperestleri de maşa olarak kullanarak bizi engellemeye, yıpratıp zayıflatmaya çalışmaktadırlar.

Kendileri her türlü en tehlikeli silahlarla, atom bombalarıyla kuşanırken, bizlerin ve diğer milletlerin silah üretmelerine karşı çıkmaktadırlar. Kendi ülkelerinde en ufak kargaşayı en zalimce bastırırken, bizim canımıza, Ülkemizin bütünlüğüne kast edenlerle mücadelemizi kınamaktalar ve önlemeye çalışmaktalar.

Fitne-fesat çıkararak, Ülkemiz insanlarını vatana ihanet edecek duruma getirmekle beraber bunları eğiterek, silahlandırarak Vatanımıza zararlar vermelerini, Milletimize acılar yaşatmalarını sağlayıp, arkada kıs kıs gülmektedirler.

Güçlü olmak zorundayız, iblisin ordularını caydıracak güce mutlaka oluşmak zorundayız.

Fatih Portakal denen haber sunucusunun şu konuşmalarına bir bakınız lütfen! Hangi akla hizmet ediyor! Onlarca yıldır, iblisin ordularına maşa olmuş, Vatanımıza saldıran, Milletimizin canını acıtan, Ülkemizin enerjisini bir vampir gibi emen PKK denen terör örgütünü masum göstermeye, onunla mücadele eden Kahramanları kınamaya çalışmaktadır.

Onunki duygusal saflık olamaz! Bunu bu Milletin uyanık insanları iyi bilmekteler, İnşallah duygusal saflarda uyanırlar!

Yüce Allah’ın bir Ulu Sözüyle yazımı sonlandırmak arzusundayım:

"Eğer Allah, insanları kazandıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet süreleri gelince, (gerekeni yapar). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla görmektedir." (Fatır Suresi 45. Ayet)   

23 Mayıs 2019 Perşembe

İstanbul'u Kim Yönetmeli; Binali Yıldırım'mı, Ekrem İmamoğlu'mu?

Bu göreve de talipli iki şahsiyet bulunmaktadır, Sayın Binali Yıldırım ve Sayın Ekrem İmamoğlu. Gelin bu iki şahsiyetin CV’lerine bir göz atalım:

Biliyorsunuz, İstanbul’da 23 Haziran 2019’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri yenilenecek. Bu durumu şöyle düşünelim; İstanbul büyük bir aile şirketi, 23 Haziranda oy kullanacak İstanbullularda, işveren yani patron. İstanbul şirketi için bir yöneticiye ihtiyaç var. Bu göreve de talipli iki şahsiyet bulunmaktadır, Sayın Binali Yıldırım ve Sayın Ekrem İmamoğlu.

Gelin bu iki şahsiyetin CV’lerine bir göz atalım: Lütfen Adayların alttaki fotoğraflarının üzerindeki isimlerine tıklayınız.             

      Binali Yıldırım                                                         Ekrem İmamoğlu



14 Mayıs 2019 Salı

Efsane Başkan Melih Gökçek İptal Edilen İstanbul Seçimini Değerlendiriyor


Cumhurbaşkanımız, kadir kıymet bilen vefalı Melih Gökçek Başkanımızı değerlendirmeli.. Ona Bakanlık gibi önemli bir görev, verilmeli..


7 Mayıs 2019 Salı

YSK hukukun içinde kararını vermiştir.

Binali Yıldırım, Yüksek Seçim Kurulunun İstanbul seçimlerinin iptaliyle yenilenmesi kararının ardından değerlendirmelerde bulundu.

“YSK 31 Mart'ta yapılan seçimlerin tekrar edilmesi kararını verdi. Peki seçimler YSK'ye neden gitti? Seçimler esnasında ve sonrasında tespit ettiğimiz bazı usulsüzlükler, yanlışlar, hileler ve şaibeler dolayısıyla partimiz bütün süreçleri takip etti.
İlçe ve il seçim kurullarındaki süreçler tamamlandı ve nihayet konu YSK'ye getirildi. Uzun bir süreden beri de YSK gerekli çalışmaları, araştırmaları yapıyordu ve bugün elde edilen, hazırlanan rapor görüşüldü ve seçimlerin yenilenmesine, tekrar edilmesine karar verdi.
YSK'nin resmî açıklaması henüz yayımlanmadı. Dolayısıyla gerekçelerin ne olduğunu şu anda bilmiyoruz. Bu konuda şu anda bir açıklama yapmak doğru olmaz. Tekrar edilecek seçimler 23 Haziran'da yapılacak. İstanbul için, İstanbullular için hayırlı uğurlu olsun.
Türkiye bir hukuk devleti, dolayısıyla seçimin patronu olan YSK hukukun içinde kararını vermiştir.İki karar söz konusuydu.Ya iptal edilmesi ya da reddedilmesi. Baştan beri şahsım da rakibim de YSK'nin kararının bağlayıcı olduğunu, herkesin için geçerli olacağını ifade etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun tam kanunsuzluk halini tespiti, seçimlerin tekrar edilmesi için önemli bir sebep teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Biz başından beri İstanbul'a, İstanbullulara hizmet etmek için bu yola girdik. İnşallah bu kararımız, yenilenecek seçimde de devam edecek ve İstanbullulara en güzel hizmeti yapmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Parti kurullarımızla, teşkilatlarımızla konuşup görüşeceğiz ve ona göre kampanyamızın çerçevesini belirleyeceğiz. Biz her zaman olduğu gibi gerginlikten, ayrıştırmadan değil; kucaklaşmadan, birleştirmekten yanayız.
Bu ülke hepimize yeter. Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir. Her türlü düşünce, her türlü inanış, her türlü yaşayış dünya şehri İstanbul'un en önemli zenginliğidir.
Ne kadar yüksek katılım olursa, demokrasi sandıkta o kadar iyi tecelli etmiş olur. Bu vesileyle bütün İstanbullu hemşehrilerimizden özellikle talebimiz: Mutlaka sandığa gidelim ve orada İstanbul'un geleceği için 'benim de sözüm var' diyelim, oyumuzu kullanalım